sairyusuf

Şiirler


ÖNSÖZ

MERHABALAR ŞİİR DOSTLARIM.!

İnsanın kendi kendini anlatması zordur - yinede ben kendimden biraz bahsedeyim.
1956 doğumluyum Niğdenin bahçeli kasabasında doğdum.
Annem Fatma, Babamın adı İbrahim. İlkokulu orada okudum. Daha sonra akşam sanat dikiş kursuna gittim. İşin acı tarafı beni daha çocuk yaşta, yani onbeş yaşımda everdiler ve böylece Batman İlinin nüfusuna bir nüfus daha eklenmiş oldu.!
Babam, Aşık Veysel, Karacaoğlan gibi ozanların tūrkūlerini - şiirlerini okurdu. Babam şiir ve tūrkū aşıģıydı.
Bizler hep böyle türküler şiirler dinleyerek būyūdūk. 
Bu türkülere ve şiirlere sevgi taşıyıp gönül verdiğimden dolayı Gönlümde bir şevk uyandırarak yıllarca bir şeyler yazmama vesile oldu.
Yazdıklarımın çoğunu beğenmez yırtıp atardım. Ama şiir aşkı ağır bastığından dolayı, yine de yazardım. 
Yazdıkça ozanların şiirlerini bir kat daha fazla okuyor, okudukça keyif alıyordum.
Tabi onbeş yaşımda gurbete dūşūnce yolum.
Gurbet hasreti daha çok şiir okuyup tūrkū dinlemeye yöneltti beni.
Ancak yazdığım şiirlerimi kimseye göstermiyordum. Çünkü yaşadığım yörenin örf ve adetlerinde (o zamanlar) kadınların konuşması açısından söz hakları bile yoktu.
Hal böyle olunca bir kadın nasıl olur da şiir yazar.
Ayıpların en büyük ayıbıydı.

Ancak bulunduğum yerde ben hiç bunlara kulak asmadım. Ben onların gözünde bir yabancıydım. Onlar bana Tūrk kızı derlerdi. 

Başarılı olmam için benim hep gūzel işler yapmam lazımdı. Ve yıllarca Okul aile birliği başkanlığı yaptım. 
Okul aile birliği başkanlığı yaptığım sıralar, yoksul ailelerin talebelerine kermesler dūzenleyerek yardımlarda bulundum.
Aradan hayli yıllar geçmişti ve ben çoluk çocuğa karışmıştım.
Nihayetinde büyük oğlum ile tuhafiye dükanı açtım. Oğlum ile birlikte birkaç yıl tuhafiye işleriyle uğraştık.
Daha sonra tuhafiyeyi kapatarak Dershaneye dönüştürdūk. Dershaneyle oğlum ilgileniyor bende gedip geliyordum.
Nihayetinde bunlar beni tatmin etmiyor - ben yine şiir yazayım deyip kaldığım yerden tekrar başladım yazmaya.
Ancak en büyük acıyı 2010 yılında yaşadım. 

Çünkü eşimi kaybetmiş, dūnyam yıkılmıştı.
Aradan iki yıl geçtikten sonra Milli eğitime bağlı koroya girmeyi düşündüm ve girdim.
Şiir yazıyor arada birde türküler söylüyordum. 
Beş yıl koroya devam ettim ama yine bir eksik vardı içimde, bir şiir kitabı çıkarmalıydım.
Yani yıllardır içimdeki olan özlem sona ermeliydi. “diye düşünürken Şair ve Yazar Yusuf Aslan ile tanışma fırsatım oldu ve o nun da desteğini alarak bir şiir kitabı olacak kadar şiirlerimi bir araya topladım.
Şimdi çok mutluyum, azmin elinden hiç bir şey kurtulmaz, yeter ki candan isteyin ve ne istediğinizi bilin.
Şiir dostlarıma sevgi saygılarımla ŞİİR le kalın.

Hülya.



BİRİ SEN BİRİ BEN OLAM

Gel seninle bir fotoğraf yapalım
Kaşının biri sen biri ben olam
Kirpiklere kara kalem katalım
Kirpiğin biri sen biri ben olam

Kıtadan kıtaya olmaz mı geçit
Şan şeref sahibi ey ulu mecit
Dünyayı içine alacak bir çift
Gözünün biri sen biri ben olam

Şişman kısa boylu olmasın badı
Bütün kahinatta duyulsun adı
Bal gibi ballanıp tat versin tadı
Yanağın biri sen biri ben olam

Ey sevgili sensiz olmayı nidem
Olacaksa olsun ikimiz birden
El açıp mevlaya dualar eden
Elinin biri sen biri ben olam

Gel Hülya can ulu hakkı analım
Gönülleri bir eyleyip kalalım
Gel sevgili iki yürek yapalım
Kalbinin biri sen biri ben olam.

Hülya.



ÇÖLGEÇEN


Bak yine devirdin koca bir yılı
Doğum günün kutlu olsun Çölgeçen
Gönlünde açılsın sevginin gülü
Doğum günün kutlu olsun Hülyacığım

Kaç yaşına girdin bilmem güzelim
Mutluluklar senin olsun yazarım
Sevgiyi bulamasam olsun mezarım
Doğum günün kutlu olsun Çölgeçen

Bağında bahçende bülbüller ötsün
Evinde bacan da sevgiler tütsün
Gönlünde mutluluk aşklar yatsın
Doğum günün kutlu olsun Hülyacığım

Acı görmeyesin oğlandan kızdan
Mutluluk duyasın çokluktan azdan
Aşkın da söylendin kemandan sazdan
Doğum günün kutlu olsun Çölgeçen

Türküler hep böyle satır satır
Sevgiyi verirsen sayılır hatır
Oğlanı kızı sevgiyle öperek yatır
Doğum günün kutlu olsun Hülyacığım.

Hülya.


BEN HANGİ DERDİMİ DİYEYİM


Ben senin adına günde kaç kere
Şiir yazıp gıyam edeyim Hülya
Dilerim mevladan ola bi çare
Ben hangi derdimi diyeyim Hülya

Hak tecelli edip düşüp ölsemde
Teneşirde boylu boslu yunsamda
Günde yüzbin kere sevme desende
Yine de ben seni seveyim Hülya

Bir hayır bereket varmı onlardan
Beylerin giydiği allı çullardan
Ben sana ölürüm diyen canlardan
Bin kere yoluna öleyim Hülya

Gün gelir ışığın düşüp sönerse
Başı dik duranlar boyun bükerse 
Azrail canını almak isterse
Yoluna canımı vereyim Hülya

Ey Hülyalım nice nice alasın
Yaşam boyu neşe ile kalasın
Bu dünya bir yana sen bir yanasın 
Sensiz ben bu canı neyleyim Hülya

Hülya.


TÜRÜM TÜRÜM TÜTÜYOR


Senin uzaktaki hayalin bile
Beni ta burada mutlu ediyor
Çiğdeme çiçeğe nevruza güle 
Benzerliğin türüm türüm tütüyor

Kimseye benzemez şu benzerliğin
Seni güzel eden bu özelliğin
Züleyha'dan âlâ tüm güzelliğin
Ateş olmuş sineleri yakıyor

Nice selam saldım gökteki kuştan
Hep umutlu oldum gördüğüm düşten
Sanmayın ki insan demirden taştan
Bir ağlayıp iki kere döküyor

Hiç el ele tutuşamayanların
Köşe bucak buluşamayanların
Sevip sevip kavuşamayanların
Yüreğinden kan damlayıp akıyor

Bir sevdaya ömrü söküldü gitti
Malihülyalara kapıldı gitti
Can Hülyanın dili tutuldu gitti
Şimdi çiçek gibi boyun büküyor.

Hülya.


GECEM


Uykumun içinde bir rüya
Rüyamda sen
Bir yere bakıyorum ben
Gece de ben
Gündüzde sen
Uyandım yürek çarparak
Kendimi yargılıyorum
Yollara baksam belki karşılaşırız
Belki bugün
Belki bugünden de erken
Çokmazdayım
Hülyalardayım
Aklımda fikrimde
Delice sen

Hülya.


DÜŞTÜN AKLIMA


Yine düştün yüreğime bir kurşun gibi
Sensiz bu eller çekilmez gayrı
Yükledim her türlü kahırı derdi
Sensiz bu ellerde durulmaz gayrı

Akşamlar bir kabus geceler hüzün
Yokluğunu yürek anlamaz geçmiyor sözüm
Hala beklerim ellerimde yüzüm
Sensiz bu ellerde durulmaz gayrı

Dolu almaz boş dolmaz tutmaz dengesi
Acısı tatlısı bulur herkesi
Bazen bir fırgat gelir birde keşkesi
Sensiz bu ellerde durulmaz gayrı

Yazarım çizerim gelmez ki sonu
Diyeceğim çoktur ama bulamam seni
Gayri mahşer günü ara bul beni
Sensiz bu ellerde duramam gayrı.

Hülya.


ONURLU YAŞA


Yol bilmeze sorup yolun şaşırma
Temiz tut yüreğin toza düşürme
Hırsa tutulup kötü düşünme
Tut özünü sözünü onurlu yaşa

Beni kimse görmez sanma
Her insana dost olup kanma
Bir menzile varayım dersen
Tut özünü sözünü onurlu yaşa

Kimseyi aldatıp hile yapmadık
Hakkın doğrusundan sapmadık
Birgün olsun onurumuz satmadık
Tut özünü sözünü onurlu yaşa.

Hülya.


SARMAM SEVDİĞİM


Sen yüce dağların ceylan gözlüsün
Sen ballardan daha tatlı sözlüsün
Sensin bu canımın işve nazlısın
Sensiz bu yarayı sarmam sevdiğim

Hani kınalı kekliktin temmuzda duman
Ben zirvedeydim sen başında duman
Ben idim doğuştan aşkınla yanan
Sensiz bu yarayı sarmam sevdiğim

Sen gideli kuşlar ötmez oldu
Bahçemde güllerim açmaz oldu
Gel gör her taraf hüzün doldu
Sensiz bu yarayı sarmam sevdiğim.

Hülya.


YANDI


Yüreğim yandı gidince ansız
Öylece kaldım öylece zamansız
Yollara döküldüm belki hazansız
Ben toprak diyorum anlamıyormusun

Sözler hep kaldı garip başımda
Adımı yazmışlar mezar taşında
Türküler artık olmaz işimde
Ben fırgat diyorum anlamıyormusun

Sensiz çocuk gibiyim oysa
Yalnızlık ölümmüş sevdiğim buysa
Odama doğan koskoca aysa
Ben şafak diyorum anlamıyormusun.

Hülya.


GİDELİM PİR AŞKINA


İkrar verdik ikrar aldık
İki canda bir can olarak
Hakka doğru bir yol bulduk
Gel gidelim pir aşkına
Dost gidelim şah aşkına

Özü kem olanlar olmaz
Viran bağa bülbül konmaz
Bil ki, hak yalana kanmaz
Gel gidelim pir aşkına
Gel gidelim şah aşkına.

Hülya.


SOLMUŞ GİBİSİN


Bu ne keder bu ne Üzüntü böyle 
Ezeli ezele dalmış gibisin
Bir derdin var ise ol şaha söyle
Gördüm ki sararıp Solmuş gibisin

Boynunu bosunu eğme böylece
Gülüp eğlen mutlu yaşa gönlünce
Neye yarar malın olsa dünyaca 
Kendini bırakıp salmış gibisin

Nur yüzünü almış bir ince keder
Çektiğin bu acı bu keder yeter
Yanardağ misali dumanın tüter
Kor ateşe düşüp yanmış gibisin

Müşkülata çözüm sağlayacaksın
Nice şarkı türkü söyleyeceksin 
Daha uzun ömür yaşayacaksın 
Sanki yaşamaktan yılmış gibisin

Kayıp serçe serçesiyle buluşur
Bülbül kafesinde döner ötüşür 
Güvercinler başucumda uçuşur
Sankide Hülyayı anmış gibisin.

Hülya.


SAKIN UNUTMA BENİ


Meçhule giden deniz yolcusuyum
Dönmez isem sakın unutma beni
İstasyonda son treni beklerim
Gelmez isem sakın unutma beni

Aşıklar kaleminde kara yazıyım
Susuz yolların ince tozuyum
Beste aleminin kırık sazıyım
Çalmaz isem sakın unutma beni

Beklenen günde ışıklar sönerse
Hülya çölgeçende çekip giderse
O güzel dostlarda görmek isterse
Görmez isem sakın unutma beni.

Hülya.


GİDELİM HÜLYA


Aşkı muhabbettir sohbetin başı
Gel de iki sohbet edelim Hülya
Şu yiğit atıma ipek kumaşı
Gel beraber biçelim Hülya

Nurundan feyz alan garip kulum ben
O mevlanın bize ihsanısın sen
Dilin ikrar eder canım demesen
Leblerinden bade içelim Hülya

Hülyayla Züleyha gün gibi yüzü
Konya'da Mevlana şems-i tebrizi
Vuslat kervanına çağırdı bizi
Ellerimden tutta gidelim Hülya.

Hülya.


DOYAMADIM


O simsiyah gözlerine
Doyamadım doyamadım
Candan gülen yüzlerine
Göremedim göremedim

Yollarıma güller seren
Başına altın taç eden
Sevgisini özden veren
Sevemedim sevemedim

Seller gibi çağlayandan
Hasretimle ağlayandan
Yüreğimi dağlayandan
Soramadım soramadım.

Hülya.


EL ELE TUTUŞUP UÇALIM HÜLYA


Şu geçilmez duvar yapılarını
El ele tutuşup geçelim Hülya
Sıratı müstakim kapılarını
El ele birlikte açalım Hülya

Nerdesin ilahem hülya güldenim
Sensin bir tanem imanım tenim
Sen benimsin canım, canımda senin
İyiyi kötüyü seçelim Hülya

Karlar yağmış gelinlerin saçına
Katılalım göçerlerin göçüne
Özümüzün derinliği içine
Aşkın tohumunu saçalım Hülya

Aşk-ı ilahidir sevdanın dili
İpek böceğinin ipliği gibi
Dağlarda uçuşan keklik misali
El ele tutuşup uçalım Hülya.

Hülya.


TÜRÜM TÜRÜM TÜTÜYOR


Senin uzaktaki hayalin bile
Beni ta burada mutlu ediyor
Çiğdeme çiçeğe nevruza güle 
Benzerliğin türüm türüm tütüyor

Kimseye benzemez şu benzerliğin
Seni güzel eden bu özelliğin
Züleyha'dan âlâ tüm güzelliğin
Ateş olmuş sineleri yakıyor

Nice selam saldım gökteki kuştan
Hep umutlu oldum gördüğüm düşten
Sanmayın ki insan demirden taştan
Bir ağlayıp iki kere döküyor

Hiç el ele tutuşamayanların
Köşe bucak buluşamayanların
Sevip sevip kavuşamayanların
Yüreğinden kan damlayıp akıyor

Bir sevdaya ömrü söküldü gitti
Malihülyalara kapıldı gitti
Can Hülya'nın dili tutuldu gitti
Şimdi çiçek gibi boyun büküyor.

Hülya.


SAYILMAZ


Gönülden kelamlar dillere düşer
Aşkı bilmeyen dil lal olur şişer
Dilinde çiğ olsa gönülde pişer
Gönülde olmayan sevgi sayılmaz

Mecnunu o hale koyan gönlüdür
Bülbülü söyleten gonca gülüdür
İçin için yanan kendi külüdür
Gönüle aşk düşmedikce sayılmaz

Şirin için uzun yollar göründü
Leyla için goca dağlar delindi
Yusufa mevladan sabır verildi
Züleyha'nın aşkı boşa sayılmaz.

Hülya.


KADERE DARGINIM ARTIK


Kaderin oyunu bitmek bilmiyor
Felek başucumdan gitmek bilmiyor
Gözlerimin yaşı dinmek bilmiyor
Dargınım kadere dargınım artık

Vefasız bahardan gülü istemem
Yürek küle döndü koru istemem
Sevenlerim varken eli istemem
Dargınım kadere dargınım artık

Çölgeçenim sözün budur mayası
Yüreğinde kaldı onca hevesi
Her sözünde bir ah çekmekte nesi
Dargınım kadere dargınım artık.

Hülya.


SEVGİ


Şu sevgi ne para nede puldadır
Bağrımızda hem de döştedir döşte
Sevgi ne eldedir nede boydadır
Vallahi sevgiler soydadır soyda

Bütün güzelliği tebessümdedir
Tatlı dil insanın halisindedir
Gökteki güneşin doğuşundadır
Gerçek sevgi canım hoydadır hoyda

Derinden ah çekmek sabırdadır
Belki de gözlerin yaşındadır
Sevgiler her şeyin hep başındadır
Yürekte saklanan özdedir özde.

Hülya.


MÜNAFIK


Gelir gider şu başımı kel eder
Olmaz olsun onun gibi münafık
Alacaklı gibi evi yol eder
Olmaz olsun onun gibi münafık

Meyil vermem ne şehire ne köye
Hiç mihnetim yoktur ağaya beye
Hangi insan kalkıp neyini öve
Olmaz olsun onun gibi münafık

Gövdemin içine düşen bi kurttu
Yiye yiye şu gövdemi kuruttu
Sökük mintanımı çekip de yırrtı
Olmaz olsun onun gibi münafık

Can Hülyanın gayrı kurudu dili
Soldu yaprakları döküldü gülü
Bir değil beş kere öldürdü beni
Olmaz olsun onun gibi münafık.

Hülya.


NE DİYEM


Çok bekledim yollarını gelmedin
Gözlerim yollarda kaldı ne diyem
Şu gönlümde yanan od'u görmedin
Yana yana küle döndüm ne diyem

Her dakika o ismini andıkca
Bağrıma taş basıp kement vurdukca
Hayli güzellere bakıp durdukca
Bir yana boynumu büktüm ne diyem

Her güzele güzel deyip beğenmem
Belki yanılırım deyi, sevinmem
Her sözü ortaya atıp söylemem
Can Hülya kul kurban daha ne diyem.

Hülya.


MEMLEKETİN GÜZELLERİ


Hep bi araya gelmişler
Memleketin güzelleri
Orman gibi yeşermişler
Memleketin güzelleri

Güleç tebessümlü yüzler
O güzel buğulu gözler
Benimde anama benzer
Memleketin güzelleri

Fatma ana gibi paktır
Meryem ana gibi haktır
Hepisinin yüzü aktır
Memleketin güzelleri

Güzeldir güzel ezgisi
Kuvvetli olur sezgisi
Hülya'da güzel kuzusu
Memlektin güzelleri.

Hülya.


BOŞA TÜKENEN YÜREĞİM.


Hiç bi kıymetin yoğumuş
Boşa tükenen yüreğim
Hayli düşmanın çoğumuş
Boşa tükenen yüreğim

Ne muhtarım ne azayım
Kalkıp da kime kızayım
Hangi derdimi yazayım
Boşa tükenen yüreğim

Gelde bir gün derdimi sor
Al benizim oldu mos mor 
Bi sen olmasan da olur
Boşa tükenen yüreğim

Can Hülyam şaşırıyor
İçin için hıçkırıyor
O yar için çırpınıyor
Boşa tükenen yüreğim.

Hülya.


MELEK YÜZLÜM


Bir güzeli gördüm gülümser yüzü
Eli yüzü güzel bir melek yüzlüm
Gram ile çıkar ağzından sözü
Özü sözü güzel bir melek yüzlüm

Gözleri aklımı aldı da gitti
Beni bir sevdaya saldı da gitti
Göz atıp yüzüme güldü de gitti
Kaşı gözü güzel bir melek yüzlüm

Hiç mi laf dökülmez tatlı dilinden
Zehir olsa bile yenir elinden
Mahzunluğu belli olur halinden
Nazı nuzu güzel bir melek yüzlüm

Bu canı uğruna eylerim tutu
Sanki deniz kızı sanki de atı
Hülya can o güzel bir altın kutu
Dili ağzı güzel bir melek yüzlüm.

Hülya.


BENİ GÖRMÜYORSUN


Hep gül ağlama dersin de
Neden sen gülmüyorsun
Madem ki çok seversin de
Neden selam vermiyorsun 

Can cananın turabında
Sanma senin ırakında
Gelir gider sorarım da
Neden sende sormuyorsun

Bahane kahveler çaylar
Gönül sevdiğini arar
Yücelerde dolaşan yar
Neden yere inmiyorsun

Çıkarsın göğün üstüne
Girmezsin gönül köşküme
Ey Hülya can ak göğsüne
Neden alıp sarmıyorsun.

Hülya.


DEYİ


Yar yoluna gül koymuşlar
Gelip geçsin burdan deyi
Kutlu kumaş yollamışlar
Giyin kuşan boydan deyi

Kirpiği ok gözü badem
Aklı yetik özü muhkem
Rağbet eder aklı yeten
Gelin kıza feyman deyi

Gönül gözüyle görülür
Hakk ile didar olunur
Vallahi ömür verilir
Gönlüme ol sultan deyi

Hakkın ruhundan karılmış
Gülü dikenden arınmış
Bir güzel kırk yıl aranmış
İçi dışı saydam deyi

Hülyacığım bu ince yolu
Bilen bilir dolu dolu
Haktealada sever o'nu
Göğsü dolu iman deyi.

Hülya.


KARA GÖZLÜM


Sevdiğim seni bağrıma
Saramadım kara gözlüm
Tane edip toprağıma 
Karamadım kara gözlüm

Girip baktım cennetine
Alıp sarayım bendime
Bi hayli gayret ettimde
Göremedim kara gözlüm

Sırçalı gönül köşküne
Bizi yaratan aşkına
Ak gerdanıyın üstüne
Eremedim kara gözlüm

Can Hülyam hakka yönümü
Hak'ça uzattım elimi
Bağındaki gonca gülü
Deremedim kara gözlüm.

Hülya.


BİZİM ELİN GÜZEL KIZLARI


Kırmızı yağlığı vurur başına
Bizim memleketin güzel kızları
Sürme çeker gözlerine kaşına
Bizim memleketin güzel kızları

Kendileri gibi temizdir evi
Maharetli olur ayağı eli
Hatırıma getirdiler ninemi
Bizim memleketin güzel kızları

Can Hülya der sorgu süal sorulmaz
Gül atıp ta hatırları kırılmaz
Yedi düvel aramayla bulunmaz
Bizim memleketin güzel kızları.

Hülya.


GÜZEL YAR


Mevlam bahşeylemiş bir güzel sima
Gül yüzünde güller açan güzel yar
Sanki bir kuğusun sanki de suna
Gül yüzünde güller açan güzel yar

Gece gündüz böyle ederim yad'i
Her güzelin suyu kandırmaz beni
Sabah seherinde açan gül gibi
Gül yüzünde güller açan güzel yar

Ey Hülyam sen böyle getirdin dile
Vallahi bir ketre etmedin hile
Güneş sönüp dünya kararsa bile
Gül yüzünde güller açan güzel yar.

Hülya.


YAR


Gidip sorun beni güle bülbüle
İnan ki ben seni gözlüyorum yar
Bu dünya durdukca bir sevda ile
İnan ki ben seni özlüyorum yar

Kağıt kalem alıp mektup yazsanda
Ara sıra hatırımı sorsanda
Ben dünyada sen ahrette olsanda
İnan ki ben seni izliyorum yar

Hülyacığım boşa etmem yemini
İki gözüm gibi severim seni
İsa gibi tutup assalar beni
İnan ki ben seni seviyorum yar.

Hülya.


FIKRA


Adam sabah işe gitmek için bir taksiye biner ama çok sinirlidir.

Taksici merak ederek, abi bir derdin mi var' der. O da, evet karım beni aldatıyor' Taksici, bir yanlışın var ağabey' der.

Adam taksiciye, çevir arabayı gözūnle gör' der. 
Adam ile taksici eve varıp kapıyı açarlar ki, kadın gerçekten uygunsuz bir vaziyette, adam taksiciyi yatak odasına götūrūr, bakarlar ki gerçekten yatakta çıplak yatan bir adam var. 

Evin adamı silahını çıkarır adamı öldūrmek ister, ancak taksici dur bakalım ağabey - acele etme, şunun aslını anlayalım' der. Kadın başlar taksiciye saymaya?

Adama sor bakalım bu evi kim aldı? 

Sor bakalım bu eşyaları kim aldı? 

Sor bakalım çocukları yurt dışında kim okutuyor? 

Sor bakalım giydiği elbisenin parasını kimden alıyor' der. 

Taksici dinler, dinler, döner evin adamına derki? 

Ağabey bari adamın ūstūnū örtelimde ūşūmesin. 
Bu kadar faydalı insan hiç üşütülür mü' der.

Hülya. Anonim.


GEL GİDELİM GÖNŪL


Dūnyada kalmadı lezzet ile tat
Gel gidelim gönūl biz bu illerden
Niceleri ar hayadan berbat
Gel gidelim gönūl biz bu illerden

Son bulsa bu göz yaşlarıyla bu kan
Hep gūzellik görse bu millet her can
Yaşasın çocuklar gülsün her insan
Gel gidelim gönūl biz bu illerden 

Aya çıkmak için hava atanlar
Para için onurunu satanlar
Hele de şu tepemizden bakanlar
Gel gidelim gönūl biz bu illerden.

Hūlya.


KAR ÇİÇEĞİ


Şu kar delen kar çiçeği
Hep kar altında gizlendi
Kar ile gönüllerin böceği
Belli bir zamanı gözledi

Gökte gūneş gördūğūnde
Yavaşca gūlūmsedi yine
Baharı mūjdeler aleme
Herhal yaz yaklaştı deyi

Bembeyazdır kar çiçeğim
Cesaret verir gerçeğin
Menevşeye yol verildi
Bak yine düştü leçeğin

Çekildi bak yer altına
Oturdu yine o tahtına
Gelecek bir kışa kadar
Geç kalma ALLAH aşkına.

...

Bir yerlerde mevsim bahar
Bir yerlerde yaz
Yūreğim çığ altında kalmış
Bu nasıl ayaz.

Hülya.


FIKRA


Yaşlı bir adamın ineği varmış.
Sūtūnū yoğurdunu satıp geçimini yapıyormuş.

Bir sabah ahıra gidip bakıyor ki, ne görsün? inek yerde yatıyor. 

Akşam verdiği otları yememis.
İnek çok hasta, adamcağızda çok ūzūlūr. 
Çünkü geçimi, nafakası inekten geliyor. 

Allahım der. 

İneği iyileştirde bir ay oruç tutayım. 

Ertesi sabah ahıra gider ki ne görsün?

İnek otu yemiş gayet sağlıklı.! 

Adam bir ay oruca başlar.
Orucu bir ay tutar.

Oruç bittikten sonra ertesi sabah ahıra gider ki ne görsūn inek ölmūş.

Adam çok sinirlenir -Parmağını yukarıya Allaha doğru sallayarak, sen beni bir şey bilmiyor zannetme "der. 

Kendine bir ay orucu tutturdun en sonunda ineğide öldūrdūn. 
Bende, ineği kurbana orucu da ramazana sayarım haberin olsun Allahımmm" der.

Hülya / Anonim.


FIKRA


Adamın biri çok fakir! Kendi kendine derki - bir tepenin başına çıkayım da oradan dua edeyim Allah'a, belki daha çabuk duyar" diye, biraz daha yaklaşmış tepeye! Nihayetinde tepeye çıkarak duasını etmeye başlar. 

Allah'ım araba ver.
Ev ver - Para ver - Gūzel bir eş ver - Allah'ım diye yalvarırken, o anda olacak ya deprem olur! Adam tıngır mıngır aşağıya kadar yuvarlanır! 

Bu duruma çok kızarak 

Allah'a der ki, hee vermisen, vermisen niye beni itelisen "der. o iteledi sanır .

Hülya - Diyarbakır fıkrası.



ASKERLİK


Askerlik bir başka gurur
İnanmasan tertibime sor
Harkez bir köşede durur
İnanmasan tertibime sor

Nöbette silah elimde
Hasretin adın dilimde
Kağıt kalemim elimde
İnanmasan tertibime sor

Nöbetim gece yarısı
Düş'de gönlümün elası
Çölgeçenin bu sevdası
İnanmasan tertibime sor 
Beni beni canım beni.

...

Hesapta olmadan yediğim vurgun
Gözlerim görmūyor feri çok durgun
Sularım kesildi kurudu argım
Hazan vurdu bağıma yorgunum yıllar.

Hülya.


EFENDİM


Böylece bir ömūr bak sensiz geçti
Bekleme gel geleceksen efendim
Ellerin bağında çiçekler açtı
Gel de göz yaşımı silin efendim

Zalim felek ecel gömleğin biçti
Bir cümle alemde bir beni seçti
Şu biçare ömrüm hep sensiz geçti
Herhal yol görūndū tez gel efendim

Onca hayatımız bak boşa geçti
Uykular zehroldu yareler açtı
Çölgeçenim sensiz hep zehir içti
Gayri şu halimi bilin efendim.

Hūlya.

Bilmem nasıl desem nasıl söylesem
Ansızın gelsen de sohbet eylesem
Bir dilek diledim yüce mevladan
Kime ne söylesem kime ne desem.

Hülya.


TUFANI


Çok sevgiler tattım senin sözūnde
Gönlūme yağıyor hasret tufanı
Hele de şu yüreğimde özümde
Gönlūme yağıyor hasret tufanı

Damarımda kansın şu garip canda
Sensiz hal kalmadı garip halimda
Bırakıp gittin şu üpüssüz handa
Ruhuma yağıyor hasret tufanı

Uykum firar oldu sabah olmuyor
Anladım ki giden geri gelmiyor
Zamanım geçiyor ömūr doluyor
Ömrūme yağıyor hasret tufanı.

...

Dertler kurtulmasın 
Bu garip baştan

Hiç eksik olmasın 
Borandan kıştan

Kör olup görmesin
Gözlerim yaştan

Ey sevdiğim 
Senden başkasını
Seversem eğer.

Hülya.


AYRILIK


Felek beni yarden ayrı koyalı
Kara giydim alı takamaz oldum
Erenler aşkına gönūl vereli
Garip būlbūl gibi ötemez oldum

Sormayın erenler benim derdimi
O yarin uğruna verdim ömrūmū
Viran koydum vatanımı yurdumu
Bu derdi başımdan atamaz oldum

Çölgeçenin yūreğinde yarası
İnsaf eyle dön gel yeter arası
Ayrılık derdinin yokmu çaresi
Kara giyip alı takamaz oldum.

Hūlya.


YARAM DERİNDİR


Ey canım sevdiğim halimi görsen
Yüreğimde açan yaram derindir
Mektuplar yazıp ta soracak olsan
Yüreğimde açan yaram derindir

Başımdan öteye çıkar dumanım
Sana boynum bükük sana amanım
Kara gözlüm ey sevgili cananım
Yüreğimde açan yaram derindir

Şu zalim felekten yüzüm gülmedi
Gördüğüm iyilik ondan olmadı
İğnesi ilacı yaram sağmadı
Yüreğimde açan yaram derindir

Çölgeçenin ezik durur bir yanım
Yaprağım döküldü kurudu dalım
Benim yaram gönül yarası canım
Yüreğimde açan yaram derindir.

Hülya



SANA DİYEMİYORUM


Niye böyle derin bir uykudasın
Bir halimi sana diyemiyorum
Seslensem sesimi duymayacaksın
Ne yaparım sensiz bilemiyorum

Sensizlik sinemi yakar kül eder
Yakınları uzak diyar yol eder
Hasret kala kala belki yar eder
Gayri sensiz canım gülemiyorum

Şu zalim ayrılık zamansız geldi
Alın yazısı bu bağrımı deldi
Hūlyayı çölden çöllere saldı
Vallahi yar sensiz ölemiyorum

Hülya.



SEVİYORUM


Duyanlar aleme söylesin bunu
Doğum ile ölüm arasındaki
yaşamı seviyorum ben!

Yatarım, rūyadan uyandığımda
Bugün ile yarınları seviyorum ben.

İçimde bir heves bir heyecan var
Şu kalbimin tik tak atışını ve hayallerimi seviyorum ben.

Gayret ile birgūn ulaşmak için
Hatta beklemeyi seviyorum ben.

Sıcaktan buğulanan nazlı tenimi ve
Ayazda tir tir üşümeyi seviyorum ben.

Aşık olup sevmeyi seviyorum
Sevdayla çarpan yūrekleri seviyorum
Sazımdaki nameyi seviyorum
Sesimdeki ezgiyi seviyorum
Seviyorum işte 
Yaşamayı seviyorum ve aşkı seviyorum.

Hūlya.



ATAR MI SANDIN


İsmini yazdırdım işte tenimde
Alıp dışarıya atar mı sandın
Resmini çizdirdim daha derinde
Sana olan sevdam biter mi sandın

Sana söyleyecek dilim varmadı
Yūrekten geldi de elim varmadı
Gurbete gidecek yolum varmadı
Seni seven hemen gider mi sandın

Hūlya der kalemi aldım elime 
Dūşūndūm taşındım sordum kendime
Bir değil sevdiğim bin bir kelime
Kalem kağıt buna yeter mi sandın.

Hülya.



YALANMI?


Bana sor mertçe doğduğum yeri
Namerdi bulunmaz yiğit eri var
Yūreklerde hala esiyor yeli
Seni seviyorum söyle yalan mı

Gurbet yaşamını kul kendi seçmez
Serden vazgeçer de senden vazgeçmez
Namerdin aşından yiyip de içmez
Seni seviyorum söyle yalan mı

Aşk ile kapıldı aşkın marşına
Beni aldın yamacına karşına
Bak misafir oldun gönūl çarşıma
Seni seviyorum söyle yalan mı

Kanıt mı istersin işte bu kalpte
Yazdığın mesajlar duruyor bende
Bir yūreğim vardı o kaldı sende
Seni seviyorum söyle yalan mı.

Hūlya.



FIKRA


Hoca köyūn birinde sabah ezanını okur, ama hiç bir kimse gelmez! 
Bir daha okur kimse gelmez!

Bir daha okur yene kimse gelmez!

Hoca dayanamaz bu duruma bir şeytanlık düşünür ve köyūn erkeklerinin tek tek selasını verir!

Köylūler isimleriyle okunan selayı duyunca, cümbür cemaat hepsi birden camiye gelirler, hocaya, hocam sen ne yaptın böyle, neden bizlerin selasını vardin "diye sorduklarında?

Hocada hazır gelmiş cemaate derki? 
Hepinizi öldū zannettim.

alıntı.


FIKRA

Dūnya'nın en hırsız kadınıyla erkeği evlenirler.
Yıllar sonra bir çocukları olur.
Bakarlar ki çocuğun bir eli kapalı!
Zar zor elini açar bakarlar ki ne görsünler?
Kendini doğurtturan ebenin yūzūğū çocuğun elinde!
O da onu çalmış.

Hülya. alıntı.




BENZETTİM


seni arıya benzettim petek petek bal verdiler
Seni rūzgara benzettim hoyrat estiler
Seni yıldıza benzettim kayıp gittiler
Seni yağmura benzettim doluya döndūler


Seni gūle benzettim koklamaya kıyamadım
Seni bebeğe benzettim umut doluydu
Seni denize benzettim denizi kıskandım
Seni şarkılara benzettim hep hūzūn çaldılar.


Seni yolculara benzettim hep gurbete gittiler
Seni ağaflara benzettim ayakta öldūler
Seni kelebeğe benzettim ömūr vermediler
Seni sellere benzettim coşkun aktılar


Seni gūneşe benzettim akşam battılar
Seni kışa benzettim ertesi bahardı
Seni şiirlere benzettim göz yaşımdan
Ve kağıdın ıslanmasından korktum.


Hülya.



BENİM TOPRAĞIM


Hayata tutunmuş sağlam bağ ile
Ūmitle yaşamış benim toprağım
Làmekan eyleyip yūce dağ ile
Yaramı sarmış benim toprağım

Ayrı kalmış yareninden dostundan
Çağlayarak geçmiş gūl-i destinden
Ölūm geçmiş ayrılığın ūstūnden
Lal-bade içmiş benim toprağım

Görmūş baharları yaşamış yazı
Elemle yaşamış yūrekte sızı
Evledı Aliye erişsem bazı
Niğde bağlarında gūlde yaprağım 

Benim derdimin vardır emsali
Gelip oturda edek hasbali
Aklıma dūşūnce o nazlı yari
Hatırlayıp ağlasam ayıp olur mu?

Hūlya.



KENDİNE İYİ BAK


Şu ūç kelime çok şey anlatır kendine iyi bakmak adına

Hep sağlıklı olmasını istersin

Bu yara kapanmaz demek istersin

Hep yaşadığını bilmek istersin

Belkide hiç göremem demek istersin

Seni sana, seni Allaha emanet etmek istersin

Seni bir ömūr yūreğimde taşıyacağım demek istersin

Belkide çaresizliğini demek istersin

Ama yine de kendine iyi bak.

Yıldızım diyemem yere dūşer toz olur
Gūneşim diyemem kaybolması tez olur
İlkbaharım diyemem mevsim döner yaz olur
Ben hūlyaya gūl demem gūlūn ömrū az olur.

Hülya.



FIKRA


Diyarbakıra bir vali atanır hanımına, hanım ben gidip şu şehri bi dolaşayım
Nasıl olsa daha kimse beni tanımıyor."der Ve gider.
Hafta sonu olduğu için, bir yerde ūç genç rakı içip piknik yapıyorlar. 
Vali bey gençleri görünce yanlarına gidip selam verince, gençler buyur ağabey sende şöyle otur. 
Hatta bir dūble de sen içeceksìn diyorlar.
Vali bey yok falan dese de bakıyor ki gençler ısrarcı! 
Nihayetinde oturuyor bir dūble de vali bey içiyor. 

Gençler yanlarına gelen misafirleriyle çok ilgilenìyorlar.

Ancak bilmiyorlar misafirin vali olduğunu?

Vali bey dūşūnūyor, kendi kendine bunlar iyi birer gençlere benziyorlar.
Bunlara vali olduğumu söyleyeyimde işleri dūşūnce yanıma gelsinler." diyor.
Vali bey gençlere, gençler bakın ben yeni atanan Dİyarbakır valisiyim."deyince,
Gençlerden bir tanesi hemen ayağa kalkıyor ceketini çıkarıp omuzuna atarak, ula bana bak sen bir düble rakıyla henem Vali oldun.
Ya biz sabahtan beri içiyoruzda daha kaymakam bile olamadık....

Hülyaca - alıntı.



SENSİZ YAŞADIM


Seni sensiz sevmeyi öğrendim
Yokluğunda yazdım şiirlerimi
Mısralara serpiştirdim hayallerimi
Göz yaşımda sakladım hasretini
Hiç çıkarmadım varlığını içimden

Eksilmedi sevgin kalbimden
Mesafeler var biliyorum ama,
Bir kere sevmeye görsūn yūrek

Mesafeler var - biliyorum engeller var.
İşte bu yūzden seni sessiz sevdim 
Seni sessizliğimde sevdim.

Hūlya.



BACIM


Benim ol nasıl olursan ol
İster bacım ol 
İstersen yarim
Sensizlik olurum 

Yeniden sensizlik
Yine gece olur dūnyam
Yıldızlara kayar yūreğim
Kaybolurum

Susma sustuğun 
Yerde
Ölūm var bak
Yaşadık

Ne olur ölmūyeyim
Ölmūyeyim olurmu - BACIM.

Hülya.





ÇOCUKLUĞUM


Doğduģum ve büyüdüğüm yerin ismi Bahçelim Kasabası.
Adı gibi gūzel toprağım benim.
Nede gūzel geçti çocukluğum, hele de çocuk olmamız.!
Çetin geçerdi boranı kışı.
Kış gelmeden kilere konurdu ekmeği aşı!
Çok insan Rençberdi, onların yoktu maaşı!
Baharda ağaçlar pembe beyaz giyerdi, sanki beyaz duvak giymiş gelin gibi olurdu her taraf.!
Garipoğlu salkım salkım boynunu eğerdi.
Ne gūzel di çocukluğum ve çocuk olmamız!
Sabah olunca inekler meraya gider,
akşam olunca hepsi evlerini tanır, gider girerlerdi ahırlarına.!
Mor menekşeleri demet demet toplardım.
Hafta sonu olunca arkadaşlarla hep birlikte oyun oynardık.
Çil tavuk yumurtlayacağı zaman gururla gıdak gıdak diye gıdaklardı.
O kūçūk ellerim hemen yumurtayı toplardı.
Ne gūzel di çocukluğum ve çocuk olmamız.
Irmağından şırıl şırıl sular akardı.
Akşam olunca tavuklar yem diye elime bakardı.
Babam eve gelince annem sofra kurmaya kalkardı.
Ne gūzel di çocukluğum ve çocuk olmamız.
Okulum çok uzaktı iki evin çocuklarıyla birlikte gider gelirdik.
Akşam arkadaşlarla dersimizi ederdik.
Dostluklar çok gūzel di ve birbirimize gider gelirdik.
Bizim oraların meyvesi bol ve bereketliydi.
İnsanları bazen mutlu bazen de dertliydi.
Yaz ayları serin ve yayla yeriydi.
Ne gūzel di çocukluğum ve çocuk olmamız.
İnsanları mert ve yiğitlerin harman olduğu yeridir.
Hasbelkader yabancı insanlar kasabamıza gelindiğinde çok değer verilir.
Şimdi eskilerden hiç mi hiç eser kalmamış !
Gençler bir parça ekmek için, ekmek kavgasına gurbet ellere çıkmışlar
Kalan yaşlıların ise belleri iki būklüm olmuş.
Ancak yine de anladım ki - benim toprağıma özlemim gittikçe artmış.
Ne gūzel di çocukluğum ve çocuk olmamız.

Hūlya.



SEVDİĞİM


Aylar yıllar geçti yine gelmedin
Bana kastın mı var canım sevdiğim
Cümle alem döndū sen hiç dönmedin
Bilmem ki kūstūn mū canım sevdiğim

Seni yüreğime sımsıkı gömdüm
Aşkın ateşine yandıkça yandım
Yaz bahar ayları kışa döndūrdūn
Poyraz olup estin canım sevdiğim

Hūlya der ki gayri çıkma karşıma
Hasretliği meslek ettin çarşına
Gönlūne girecek çıksın karşına
Demek benden başka varmış sevdiğim.

Hūlya.



BUNA SEVİNİYORUM


Her insan sonunda birhal olurmuş
Buna bir hal çare bulamıyorum
Vallahi hayalin bende can bulmuş
Hayalinden ayrı kalamıyorum

Demeye dilim yok iyi ki doğdum
Dūnya çok bozuldu ondan soğudum
Şer şeytanı tutup başımdan kovdum
Amma kötüleri atamıyorum

Ey sevgili canım iyi ki varsın
Sevdiğimi bil de göğsūn kabarsın
Benim hayalimde dūnya kadarsın
Dūşūndükçe buna seviniyorum.

Hūlya.



GÖNÜL KAZANMAK OLSUN NİYETİN


Ey güzel dost için dışın bir olsun
İnsanlıktan yana olsun niyetin
Ezik yüreklere bir sevgi dolsun
Bir gönül kazanmak olsun niyetin

Şu yalan dünyanın kapısı iki
Biri gelişidir diğeri terki
Sen gönül yıkarsan varlığın ne ki
Sevgi olsun saygı olsun niyetin 

Yüreğime düştü bir yalım alaz
Kimi köroğludur kimi de ayvaz
Hülyam der ki nedir edilen bu naz
Yeter ki insanlık olsun niyetin.

Hülya.



FIKRA


Durup dururken bir adamın karısı ortadan kaybolur!
Adam bağırmaya başlar - karım kayboldu, karım kayboldu." diye! 

Etraftakiler!

Beyefendi lütfen sakin olun, burası 
Karakol değil sağlık ocağı." derler.

Adam!

Özūr dilerim sizlerden,ne olur kusuruma bakmayın lütfen!

Sevincimden ben ne yaptığımı biliyormuyum sanki."der.

Hülyaca. alıntı.

FIRTINALAR GİBİ DURULMAZ

Bilmediğin garip diyar gurbeti
Ahde _vefa bilmeyene sorulmaz
O yarin sinemde yanan hasreti
Fırtınalar gibi eser durulmaz

Kendine bir kıymet vermeyenlerin
Kör olup ta gözü görmeyenlerin
Bir tutam sevdayı bilmeyenlerin
Yüreği bir derya olsa girilmez

Hoş değilde bu gönūlcağzım hoş değil
Vallahi bu yürek o na boş değil
Sevilmek hak ise sevmek suç değil
Zalimin açtığı yara sağılmaz

Bahar gelse serçe kuşlar ötseler
Bahçemde menevşe güller açsalar
Hūlya kızı bir zindana atsalar
O zindan da kim var deyip bilinmez

Hülya.



FIKRA


Kadın kahvaltı sofrasında gazete okuyan kocasına seslenmiş
Heyyy keşke ____ ben bir gazete olsaydım!

Böylece būtūn gūn sıkı sıkı tuttuğun ve ilgilendiğin ben olurdum." der.

Adam kafasını bile kaldırmadan cevap verir

Güzel hatunum ___ Evet, keşke sen bir gazete olsaydın.

Böylece senin yerine yarın yeni bir başkasını alırdım." der.. )

Hülyaca. alıntı.



ANLATAMAM Kİ


Eller neden uyumuyorsun derler 
Dūşūndūğūm şeyi anlatamam ki
Daldığımı bile görüyor körler
Dūşūndūğūm şeyi söyleyemem ki

Aklar düşse bile siyah saçıma
Derdimi söylemem ana bacıma
Göz yaşımı için için içime 
Akıttığımı hiç söyleyemem ki

Gönlūnū kimseye verdin mi derler
Sende olduğunu ne bilir eller
Hülyam bu sevdayla yok olur gider
Seni sevdiğimi anlatamam ki.

Hūlya.



BİL YARİM BENİM YARİM


Sevdalar merhem derler gizli gizli çekilir
Sevende sevilende hergün acı çekişir
Adem ile Havvadan bu sevdalar bilinir
Bunu sana hiç yazamam bil yarim benim yarim

Bugűn güldükçe gūler, belki yarın ağlarsın
Yaran kocaman būyūr sargı sarar bağlarsın 
Hasretime dayanmaz gene döner ağlarsın 
Ben sana hiç kıyamam bil yarim benim yarim

Eğer ki ben sevdim mi yollarına ölūrūm
Dağı taşı dinlemem arar seni bulurum
Söz verdim mi sevdiğim fizan olsa gelirim
Ben sana yok diyemem bil yarim benim yarim.

Hūyla.



KARA GÖZLERİN


Eli şakağında duran güzel kız
Uzaklara dalmış kara gözlerin
Bilmem duyulur mu ettiğim avaz
Uzaklara dalmış kara gözlerin

Nur gibi yüzlerin ışıl ışıldır
Gözlerin gözüme nede haşindir
Yaşın yaşım kendin arkadaşımdır
Uzaklara dalmış kara gözlerin

Gönül gözün görür bütün alemi
O güzel gözlerin söyler kelamı
Niğde'yle Batman'ın güzel Sultanı
Uzaklara dalmış kara gözlerin

Çölgeçenim iki söz edem biraz
Dilleri tutuldu oldu bir ahraz
Aklı güzel kendi yiğit güzel kız
Uzaklara dalmış kara gözlerin.

Hülya.



BIRAK ELLER SANA AĞLIYOR DESİN


Senin ağlayacak gūzel kalbin var
Bırak eller sana ağlıyor desin
Yüreğimde saklı türlü derdin var
Bırak eller sana ağlıyor desin

Yanında bulunmaz bir ah çekersin
Resmine baktıkça dalar gidersin
Dönüp birde onu hayal edersin
Bırak eller sana ağlıyor desin

Ağlamak gūzel şey insani duygu
Kavuşamam deyi birazda korku
Şiirler dilimde ince bir şarkı
Bırak eller sana ağlıyor desin

Hūlya.



SEVDİĞİM


Aslında bizim şarkımız diye biz şey yoktur! 
Tek yapacağımız şey ikimizin birlikte bişeyler yapmamız lazım?

Mesela bizim sevgiye farklı bir şeyler katmamız lazım?

Örnek verecek olursam, içten, samimice bir mektup yaz!
Hatta içinden geldiği gibi o na, o nu ne kadar sevdiğini söyle!

Çok uzun şeyler yazmana hiç gerekte yoktur.

Mesela sadece satırlarda olmasın o kelimeyi (seni) çıkardım hayatımdan deyi!

Yıllarca o nu sevdiğinden ve yıllarca da seveceğinden bahseyle ki - o da sana ilgi duya!

Bunu birkaç satıra sığdırma, olabildiğince sevdiğini anlatmaya çalış!

Yani o kadar da kısa olmasın emi!

Sen biliyormusun bilmem ama - sevgiler var ya bir ömūrlūktūr Sevdiğim.


Hūlya.



YAĞMUR İLE CANIM SEN GELİYORSUN


Yağmurlar yağıyor inceden ince
Yağmur ile canım sen geliyorsun
Bilmem sigara mı içsem dertlice
Yar yine karşıma sen geliyorsun

Uzanıp elini tutsam diyorum
Sarılıp beline kalsam diyorum
Arayı arayı bulsam diyorum
Ansızın karşıma sen geliyorsun

Birgūn çıkıp geleceksin bilirim
Göz yaşımı sileceksin bilirim
Saçlarımı seveceksin bilirim
Hayalimde bile sen geliyorsun

Bir sigara daha yakıyorum ben
Çaresiz bir halde ağlıyorum ben
Sevgimi korkmadan hep diyorum ben
Gördüm ki Hülya'ya sen geliyorsun

Hūlya.



UYKU TUTMADI


Halimi sordular görenler bana
Bir şeyim yok dedim kimse yutmadı
İyi geceler dilemek istedim sana
Bu gece gözūmū uyku tutmadı

Affetmem bir yola saptıysan eğer
Bir kulu görūp taptıysan eğer
Bilem bensiz neler yapdıysan eğer
Bu gece gözūmū uyku tutmadı

Korkulu bir dūştū çatıldı kaşım
Kalbim attıkca ağrıdı başım
Yağmura döndū gözūm de yaşım 
Bu gece gözūmū uyku tutmadı.

Hūlya.



HÜNERİN VAR MI


Bire yiğit sana bir çift sözüm var
Bu kalbi çalmaya hünerin var mı
Ah ile zarıma dayanmaz dağlar
Alıp götürecek yüreğin var mı

İhtişam isteyen biri değilim
Yavan yahşi ekmek olsun öğünüm
Bir kıl çadır olsun mekanım evim
Yiğit er isterim haberin var mı

Daha daha yazacağım sözleri
Bahsedeyim senden benden bizleri
Bir defterde kalsın kalem izleri
Hülyaya yazacak cevherin var mı.

Hülya.



CANIM BATMAN'IM


Tipi boran başgösterdi yūzūnū
Kışı fazla sürmez bizim Batman'ın
Kar kapatır köy yolumun izini
Yollarında karlar durmaz Batman'ım

İnsanları kendi gibi sıcaktır 
Damları mertekli ve de saçaktır
Belki bugün yarın kar yağacaktır
Bazan serin bazan ayaz Batman'ım

Dūğūnū halayı çok gūzel olur
Kızları gūzeldir halaya durur
Gençleri kızlara hemen vurulur
Sevmeyeni o da sevmez Batman'ım

Akraba dostları koşar doluşur
Hizmete gelince hepi yarışır
İzzet ikram cümlesine yakışır
Hünerini ele vermez Batman'ım

Ne söylesem azdır çok eksik kalır
Dar gūn de insanı yanında olur
Burayı bilmeyen korkuyla gelir
Sanma Hülya seni yazmaz Batman'ım.

Hülya.



SEN VARSIN


Sevgi dergahında şiir okudum
Mısralarda hecelerde sen varsın
Aşk-ı ilmik ilmik doku dokudum
Kumaşında ipliğinde sen varsın

Baharda açılan gonca gūlūme
Kolumu dolasam ince beline
Kalbimi vereyim senin elinde
Damarımda alkanımda sen varsın

Geceme bir yoldaş gūnūme eşsin
Aşkını söyle ki yūreğim coşsun
Ömrūn son nefeste Hülyayla olsun
Dakikamda saniyemde sen varsın.

Hūlya.



BURNUMDA TÜTER SEVDİĞİM


Sensizlik bu hayat olmaz mı zindan
Hasretin burnumda tüter sevdiğim
Kara bağrım yanar hep duman duman
Öldürecek beni keder sevdiğim

Atarsan içinden sensiz ölūrūm
Sakla dehlizlerde orda dururum
Diyar-ı gurbeti arar bulurum
Beklerim bir İyi haber sevdiğim

Yeter artık uzaklarda gezdiğin
El alemi üzdü beni ūzdūğūn
Sende kalsın Hülya diye yazdığın
Vallahi bu kadın tapar sevdìğim.

Hülya.



CANIM SEVDİĞİM


Öyle bir güzele sevdalandım ki
Kaşı gözü güzel canım sevdiğim
Ömrümde bir kere rastlamadım ki
Kaşı gözü güzel canım sevdiğim

O'nun boyu posu Allah'ın işi
Yüzünü görenler olmaz mı şaşı
Bilirim dünyada yoktur bir eşi
Kaşı gözü güzel canım sevdiğim

Bir güzel kırk yılda gelir meydana
Bir kereye mahsus doğar cihana
Benden selam olsun o güzel cana
Kaşı gözü güzel canım sevdiğim

Ara sıra çekip efkarlandığım
Göz yaşları döke döke yandığım
Can Hülya der benim sevdalandığım
Kaşı gözü güzel canım sevdiğim.

Hülya.



YİĞİT EVLAT GEREK MALI KAZANA


Baba malı tez tükenir dostlarım
Yiğit evlat gerek malı kazana
Büyükten küçüğe söyler seslerim
Çalışa da para dolu kazana

Sözlerim gitmesin sakın gücüne
Evlat ola el sözünden gocuna
Çul deyi serilen evin içine
Kilimden ötesi halı kazana

Salına da suna gelin salına
Gör ki neler yazılmıştır alına
Öyle söz olsun ki örnek alına
Tatlı söylemlerle dili kazana

Babadan evlata onca kalanlar
Kıymetini bilip hatır sayanlar
Yeter ki çalışsın can taşıyanlar
Hülya gibi Allah kulu kazana.

Hülya.



SORGU SUAL SORULMAZ


Neyi çalıp çırpak elin cebinden
Çalıp çırpmak bizi doyurmaz canlar
Garip gurebayı etmek evinden
İnsan alemine yakışmaz canlar

Çokları zamanla bizim gibiydi
Yıkık viraneye benzer eviydi
Ağamın geçmişi gör ki neyidi
Tozlu rafta sicil bulunmaz canlar

Kul hakkı yiyerek her şeyi yapan
Allah'tan korkmayıp şeytana tapan
Şerefini beş on paraya satan
Vallahi onlardan kul olmaz canlar

Hülya der ki bakın yapılanlara
Doğru yolu seçip katılanlara
Allah'ın ipine sarılanlara
Hiç de sorgu sual sorulmaz canlar

Hūlya.



BENDEN UZAK EDERLER


Yine kimsesizim sensizim bu gūn
Sevdiğimi benden uzak ederler 
Bir yanım hazandır bir yanım derdim
Bora’n kış üstüme sazak ederler

Yüreğimde fırtınalar koparken 
Bir sevda uğruna içim yanarken
Her dakikam sensiz olup ağlarken
Yollarıma türlü tuzak ederler

Acılar içimde toplansa bir an
Hoyratlık başıma bağlandı her an
Seni sevdigimi bilsende son an
Hülya’yı pazarda mezat ederler

Hülya.



FIKRA


Adamın biri yurt dışına çalışmaya gider, ama hiç çocuğu yoktur!

Bir yıl sonra bir mektup gelir gözūn aydın baba oldun." der eşi.

Adam sevinir gelir birde bakar çocuk zenci!

Adam,Hanım "der. Ne sizin sūlalede var böyle karakura ne bizim, bu kime benziyor? 

Kadın paçayı kurtarmak için, doğum yaptığımda hemen sūtūm gelmedi. Sütüm gelmeyince emziren bir kadın buldum. 

Bulduğum kadın esmerdi, demek ki ona benzemiş "der.
Adam tamamen ikna olmaz.

Bu işi bilse bilse annem bilir." diye annesine gider olayı anlatır, olmaz böyle şey anne "der.

Annesi durumun farkına varır ama yapacak bişey yok, çaresizce kabullenerek oğlum olur "der.

Hülyaca - alıntı



FIKRA


Temelin hanımı Dursuna aşık olur.

Temel bu işi duyar duymaz Dursunu çağırır!

Ula tursun sen benim karıya aşıksın ölemi?
O zaman gel seninle bir dūello yapalım.

İlk hangimizin yanına gelirse onun olur!

Ula birbirimizi öldūrmeye gerek yok "der.

Temel iki el şilah atalım, bakalım kime ūzūlecek?

İki el silah sıkıp - yerde ölū taklidi yaparlar!

Fadime koşarak odaya giriyor ki, ikisi yerde boylu boyunca yatıyorlar.

Hemen ula Osman çık çık ikisi de ölmūş "diyor.

Hülyaca - alıntı.




YİNE EFKARLIYIM

Bugūn aklıma sen düştün sevdiğim
Yine buruk buruk oldum bu akşam
Çok zamandır hiç olmadı güldüğüm
Yine buruk buruk oldum bu akşam

Gözümün önünde kemalin canım
Sana kavuşmaktır amelim canım
Aklımdan çıkmıyor cemalin canım
Yine buruk buruk oldum bu akşam

Karanlık odamda duvar duygusuz
Niye koydun beni hep yapayalnız
Issız sokak gibi içim ıpıssız
Yine buruk buruk oldum bu akşam

Yine efkarlıyım bak sensizim ben
Dermanım kalmadı hep halsizim ben
Hülyam der ki canım kadersizim ben
Yine bu akşam aklıma sen geldin.

Hūlya.


BİR TEK SEN


Bir sen varsın birde ben 
Ömre bedel derler ya
Sanki bakışlarında doğdum
Sözlerinde būyūdūm ben

Şimdi
Sanki būyūdūğūm sokaklarda senle yūrūdūm
Yazdığım her şiirimde gözlerin vardı

Sanki her nefeste iç çekişlerimde
Varlığınla yüce bir mutluluk
Yokluğunda kocaman bir boşluk var

Varlığına şūkūrler olsun
İyi ki varsın sevdiğim
İyi ki geldin dünyama

Hoş geldin, hoş geldin dünyama 
Benim Ay'ım Güneş'im Dünyam
Bir tek sen varsın, bir tek sen bir tanem.

Hūlya.


"Bu dünyadan bir "Garip Mirto" sessizce gelip geçti"
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol